6 Nisan 2017 Perşembe

NİSAN AYI OKUMA LİSTESİ (APRIL TO-READ BOOK LIST)




Okuma listemi haftanın başında oluşturup, ay sonuna kadar hepsini bitirmeye çalışırım. Özellikle okuması en ağır olduğunu düşündüklerimin arasına daha hafif ve kısa olanları veya okumaya daha çok hevesli olduklarımı serpiştiriyorum. 1'e 1 taktiği yani. Nisan ayı için daha önceden okumak isteyip fırsatım olmayan ve yeni aldıklarımdan bir liste oluşturdum. Bekleyen sayıca daha çok kitap vardı ama onlar yedek kulübesinde duruyorlar çünkü bu ay biraz yoğun geçecek gibi duruyor. İş, çocuklar, aktiviteler ve yeni başlayan bu güzel hobimi bu ay içerisinde bir sisteme oturtmak istiyorum. Bu yüzden sanırım kendime ayıracağım zaman biraz kısıtlanacak. Gerçekçi bir liste oluşturmanın ilk şartı zaten gerçekçi olmak değil mi... 
İşte bu ay için seçtiklerim.
Umarım size de bir fikir vermiş olur.


 Başucumda sırayla duruyor bu 5'li. 
Okuyan mı bilir gezen mi?
Elektronik kitap olmaz?
Dizisi, filmi var zaten kitabına ne gerek var?
Kitap okuyunca uykum geliyor, devam edemiyorum.
Zamanım yok, keşke olsa okumayı çok isterim.
Kitap eski, taze bilgiden hoşlanıyorum.

Yukarıda sıraladığım tüm bahaneler ve mitler kitap okumayı sevmeyen ama toplum veya kendi tarafından garipsenmemek için bilinçaltının veya bilincin ezberlediği kalıplardır.
Kitap okumayı sevmek bir yana özellikle bizler kitap okumak ZORUNDAYIZ.
İçeriğinin, edebi değerinin bu noktada hayati önemi yok. Ben düzenli ve sayıca fazla kitap okuduğum için her türden ve görüşten yazarın kitabını okumak için karmaşık bir yöntem kullanıyorum. Bundan ilerleyen günlerde detaylşı bahsedebilirim isterseniz.
Kısaca şunu söylemek isterim;
OKU canım kardeşim.
Akşam uyumadan önce, metroda, öğle arasında yemeğini yerken yanında 1 sayfa okusan bile kardır. Başlayıp aynı gün bitirmek zorunda değilsin. Hayatına nasıl entegre edebiliyorsan o doğru yöntemdir.
Ki ben özellikle çocukların yanında okuyorum. Görsünler, heveslensinler ve bilinçaltlarında Anne - Baba figürünü tamamlayan nesnelerden biri de kitap olsun diye. 1 hafta sonunda değişime inanamadım. İlk gün kitabıma saldıran çocuklar 7. gün içeriden kendi kitaplarını getirip yerde uzanarak 'kendilerince' okumaya başladılar. Yaş 2,5 olunca tabi okuma taklidi yapıyorlar.


Canımın sıkkın olduğu, kafamı dağıtmak istediğim anlarda mutlaka açıp bir öyküsünü okuduğum bir seridir. İnsana çok iyi geliyor. En azından bana. Kafam tamamen dağılıyor ve enteresan bir şekilde beynini çok daha farklı çalıştırabilme ihtimalini hatırlatıyor. İtiraf etmem gerekirse serinin bu kitabını sevemedim. 'Siz yıllardır okuyorsunuz ama aslında Sherlock öyle bir adam değil, Doktor üçkağıtçı' minvalinde bir havası var ve beni ı ıhhh sarmadı. Hatta o kadar sinirim bozuldu ki dün başlayıp bu yazıdan önce bitirdim. Gerçek Sir Doyle yazısının tadını asla alamadım.

Sam Siciliano - Sherlock Holmes Örümceğin Ağında Dans


Kült olmuş Zamanın Kısa Tarihi adlı kitap uzun zamandır okuma listemdeydi. Zaman, mekan, uzay ve algımız konusunda yazılmış sanırım en çok okunan ve devrim yaratmış olan bir kitap. Bu, güncellenmiş ve yeni önsöz yazılmış versiyonu. Yazarın dahiliğinden ve bilim dünyasına katkılarından bahsetmeme gerek yok sanırım. En kısa zamanda başlamak için sabırsızlanıyorum.

Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi (A Brief History of Time)



Kişisel gelişim konusunda sanırım bir tık yüksekte duran, biraz okuması anlaması ve kabul etmesi zaman alacak bir çalışmadır aile dizilimi. Hayatta engellendiğini, bastırıldığını, kısmetsiz ve hatta şansız olduğunu düşünen, yanlış yolda olduğunu, düzeltmek istediği durumların içerisinde bulunan ve bu nedenlerle kişisel gelişime yönelen kişilerin sanırım sondan bir önceki durağı bu çalışma oluyor. Kısa alanda çok pas yapamadığım için daha detaya giremeyeceğim ama eğer ilginizi çekiyorsa yorum olarak bırakırsanız kişisel gelişim, enerji çalışmaları, engelleri kaldırmak, motivasyon ve aile dizilimi ile ilgili detaylı yazılar paylaşabilirim. Başlamak için olmasa bile orta seviyede kişisel gelişim alanında bilgi sahibi olan herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap.

Svagito R. Liebermeister - Sevginin Kökleri (The Roots of Love)


Uğur Mumcu okumak tam olarak şöyle bir şey; Ya bugünü mü yazmış? Alla alla yoo 1992'de yazmış. Ee ama bugünü anlatmış. Yahu bu nasıl bir öngörü? Ya da bizim ülke tarihi hep aynı hikayeleri mi yazıyor? Oooo kafa gitti.

Seriyi bitirmek üzereyim, istisnasız her kitap sonunda aynı hisleri yaşıyorum. Ve bu kadar cesaretli, araştırmacı, işini hakkıyla yapan, rasyonel ve ülke sevdalısı bir gazetecinin yazılarını tekrar tekrar okumaktan hiç bıkmayacağım. Yaş, din, dil, ırk, siyasi görüş fark etmeden herkesin severek okuyacağına şüphem yok.

Uğur Mumcu - 39 Bütün Yazıları & Kemalizm Sendromu ve PaxAmerikan


Hayatı sadeleştirmek, kalabalığı ve curcunayı azaltmak, verimli hale getirmek isteyenler için güzel bir başlangıç kitabı. Okuması uygulaması kolay önerilerde bulunuyor. Adından da belli zaten sade, hem sadeyi anlatıyor hem de sade anlatıyor. Özellikle gençlerin sosyal medya ve çevreleyen promosyon dünya içerisinde yön bulamadıkları bu dönemlerde kendi hayatlarını düzenleme konusunda yardım alabileceği ve çok beğeneceğini düşündüğüm bir kitap.

Begüm Başoğlu ve Ege Erim -  SADE


Sevgiler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder